İran’ın Tahran’daki Haniye suikastı sonrası İsrail’e yanıtı ne olabilir?

Kasra Naji
BBC Farsça Servisi

Hamas’ın siyasi lideri İsmail Haniye’nin İran’ın başkenti Tahran’da uğradığı suikast sonucu öldürülmesi, zaten gergin olan bölgede gerginliğin büyük ölçüde artması geliyor.

İsmail Haniye, düzenlenen bir hava saldırısı sonucu öldürüldü.

Haniye, İran’ın yeni cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’ın yemin töreni için Tahran’daydı.

İran yetkilileri suikastla ilgili olarak hızla İsrail’i işaret etti.

İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, “İsrail’i sert şekilde cezalandırma” sözü verdi.

Hamaney yaptığı açıklamada, “İsmail Haniye İran İslam Cumhuriyeti topraklarında şehit edildiği için, onun intikamını almayı görevimiz olarak görüyoruz” ifadelerini kulllandı.

Nisan ayında, İsrail’in İran’ın Suriye’deki üst düzey bir komutanını düzenlediği hava saldırısında öldürmesinin ardından, iki ülke neredeyse savaşa girecekti.

İran, saldırıya yanıt olarak, İsrail’e yüzlerce insansız hava aracı ve roket gönderdi. İsrail de İran’ın İsfahan kentindeki askeri havaalanına hava saldırısı düzenleyerek misilleme yaptı.

Hamas’ın siyasi lideri İsmail Haniye, son yıllarda sık sık İran’a gidiyor ve düzenli olarak İran’da dini lideri Hamaney ve diğer üst düzey yetkililerle görüşüyordu.

Mesud Pezeşkiyan’ın yemin töreninde en ön sırada Haniye, İslami Cihat örgütünün lideri, Lübnan Hizbullahı’nın iki numaralı ismi ve Yemen’dekli Husilerin üst düzey liderlerinden biri vardı.

Hepsi de daha önce Ayetullah Hamaney ile görüşmüş, dini lider onları sıcak şekilde karşılamıştı.

İran, Haniye ve koruma görevlisinin, Tahran’ın kuzeyindeki bir misafirhanede yerel saatle 02.00’da ülke sınırları dışından atılan bir füzeyle öldürüldüğünü açıkladı.

Son 10 yılda ülkenin nükleer programıyla bağlantılı bir dizi İranlı bilim insanına düzenlenen suikastların arkasında İsrail’in olduğuna inanılıyor. Ancak İran’da daha önce saygın ya da önde gelen bir siyasi lider hedef alınmamıştı.

Suikast İran için derin bir utanç kaynağı olacak ve güvenlik teşkilatlarının kapasitesi konusunda soru işaretleri doğuracak.

3 yıl önce eski İran İstihbarat Bakanı Ali Yunusi, “İsrail, İran’a o kadar derinden sızdı ki, tüm yetkililer hayatlarını kaybedebilirler korkusuyla yaşamalı” demişti.

Tahran’daki suikast, İran istihbarat yetkililerinin rutin olarak ülkedeki İsrail şebekelerini “yok ettikleri” iddialarına rağmen düzenlendi.

İran milis güçlerine çağrıda bulunabilir

Şimdi asıl endişe İran’ın tepkisi, bunun nasıl şekil alabileceği ve elbette böyle bir tepkinin zaten gerilimin sürdüğü bölge açısından ne anlama geleceği.

Haniye suikastı, İsrail’in Beyrut’un güneyinde Lübnan Hizbullahı’nın en üst düzey komutanlarından Fuad Şükrü’yü öldürmesinden sadece birkaç saat sonra düzenlendi. Bu da Hizbullah’a, İsrail ile sınır ötesi füze savaşını tırmandırmak için bir gerekçe sundu.

İran bölgede vekalet savaşını yürüttüğü milis güçlerinden İsrail’e yönelik saldırılarını artırmalarını isteyebilir.

Bölgede şimdiden İsrail ile Hizbullah arasındaki gerilimin yeni bir zirveye ulaşacağına ve taraflar arasında geniş çaplı bir savaş çıkması ihtimalinin belirginleştiğine inanan yorumcular var.

Pezeşkiyan: Dün elini kaldırdım, bugün tabutunu omuzlamak zorunda kaldım

Haniye, İran’ın, dış dünyayla diplomatik ilişkileri geliştirme sözü veren, nispeten ılımlı yeni cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’ın yemin töreninden sonra öldürüldü.

Pezeşkiyan, Çarşamba sabahı daha önce Twitter olarak bilinen X hesabından yaptığı açıklamada dün Meclis’te Haniye’nin elini kaldırdığını, bugün ise onun tabutunu omuzlamak zorunda kaldığını söyledi.

Pezeşkiyan, Filistin’i desteklediğini söyledikten sonra, hükümetinin dengeli ve uyumlu bir dış politika izleyerek İran’ın ulusal çıkarları ile küresel barış ve güvenliği korumak isteyeceğini söyledi.

Haniye suikastı, Pezeşkiyan’ın planlarını en azından şimdilik torpilleyecek.

İran, yeni cumhurbaşkanı dünyayla ilişkileri onarmaya istekliyken, İsrail’e karşı kapsamlı bir saldırı başlatmakta tereddüt edebilir.

Ancak Hamas yönetimindeki Filistin Sağlık Bakanlığı’na göre Haniye suikastı, 7 Ekim’den bu yana 38 binden fazla Filistinlinin ölümüne yol açan İsrail’in saldırılarını sona erdirmek için yürütülen ateşkes ve barış müzakerelerine gölge düşürüyor.

İsrail ile Hamas arasındaki ana arabulucu olan Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, müzakerelerde yer alan çok önemli bir figür olduğu göz önüne alındığında, Haniye’nin suikast sonucu öldürülmesinin müzakereleri ciddi şekilde tehlikeye attığını söyledi.

Tüm bu gelişmeler bölgede topyekûn bir savaşa mı yol açacak?

Bu konuda şu an bir şey söylemek zor.

Görünüşe göre halen kimse böyle bir sonucu istemiyor.

Ancak savaşlar da her zaman, hesaplanmış risklerin sonucu çıkmıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir