Beşiktaş’ta çok hoca değişti bu sezon.
O gitti, bu geldi. En son Fernando Santos gelmeden önce Sergen Yalçın çok kaldı gündemde. Ama Beşiktaş düşünmedi onu hiç.
Gerçi bir iki konuştu Feyyaz Uçar ama öylesine.
Gidip de sürpriz bir şekilde Fernando Santos’u getirdiler.
Aradan kaç hafta geçti. Fernando Santos’un gelmesi, ara transferler de görüntüyü değiştirmedi.
Beşiktaş geri geri gitti.
Hele çıldırtan başlangıçlar. Santos’la her maça kötü başladı. İlk 45 dakikaları çöpe attı.
Yine öyle oldu. Antalyaspor karşısında da Beşiktaş berbat başladı maça.
Artık oyuncularından tek tek bahsetmeyeceğim. Oyuncularının çoğunun Beşiktaş’ın futbolcusu olmadığını tekra tekrar söylemeyeceğim. Ama ben bile giysem şu yaşımda bu formayı; biraz hırsla oynarım yahu. Beşiktaş formasının ağırlığını taşımayan, önemini anlayamayan bu kadar adamı nasıl bulup da bir araya getirdiler; işte anlayamadığım bu.
İlk yarıda biraz Rashica. Biraz da Semih.
Gerisi fasa fisoydu. Hele de Cenk Tosun’a hayretler içinde baktığımı söylemeliyim. Asıl şunu belirteyim. Geçen maçta Gaziantep’te penaltıyı adeta bilerek atamayan (!) Cenk Tosun’un hala niye ilk 11’de olduğunu da belirtmeliyim.
Bu kadar kötü başlayan Beşiktaş’a Sergen Yalçın’ın Antalyaspor’u faturayı kesti tabi. Daha 5. dakikada Bünyamin Balcı öne geçirdi takımını. Gedson’un rakibinin formasını çekmesine de VAR’dan gelen uyarıyla verilen penaltıyla 38. dakikada Buksa ikinci golü attı.
Burada bir şey söyleyeceğim. Galatasaray maçında Cenk’in formasından çekilmesine penaltı vermeyenler de bizim hakemlerimizdi. Bu kez Gedson’un çekmesine penaltı verenler de.
İlk yarı bittiğinde tribündeki 15 bin Beşiktaş taraftarı öfkeliydi.
Eminim televizyonlarının başındaki Beşiktaşlılar da öyledir.
Fernando Santos’tan ilk yarıda golü yedikten sonra hele takımı da atak yapamayınca tepki beklerdim. Oyuncu değiştirip takımına bir şok vermesini yani. Yapmadı bunu.
İkinci yarıya ise Amartey’in yerine Muleka’yı alarak başladı. Forveti çoğalttı yani. Ben yine söylüyorum; bir değişiklir yeter miydi? O kadar çok çıkması gereken adam vardı ki…
Sergen Yalçın ise Bünyamin’in yerine Naldo’ya girdi ikinci yarıya.
Beşiktaş ikinci yarının başlamasından sonra Muçi’yle golünü kazandı. Sonra da Santos’tan sonra her maçta olduğu gibi ofansif oynamaya başladı. Aklıma şu takıldı; koca Beşiktaş atak oynamak için neden ikinci yarıları ve gol yemeyi bekliyor ki…
Nitekim pozisyonlar da bulmaya başladı. Başladı da son vuruşu yapacak adamı yoktu. Santos da gördü bunu nihayet. Aboubakar’ı aldı oyuna son yarım saatte. Cenk Tosun ıslıklarla çıktı maçtan. Alkışlayan Aboubakar’dı.
Bu dakikdan itibaren Beşiktaş pozisyonlara girmeye başladı. Hele Muçi’nin, ardından Aboubakar’ın vuruşlarının son anda çıkarılması var ki; enteresandı.
Son dakikada Mert Günok’un ileri çıkıp da kornerde kafayı vurduğu pozisyon. Toh arkası dönük olan Antalyasporlu futbolcunun kolundan döndü. Hakem de VAR’a gidip penaltıyı verdi. Bence yanlış karar. Penaltıyı Rashica kullandı ve topu ağlara yolladı. Ama Rashica penaltıyı atarken ayağı kayıp düşünce topa iyi ayağı ile vurmuş oldu ve gol iptal edildi. Bu da bir ilk oldu herhalde futbolda ve gol geçerli olmadı.
Sergen Yalçın Beşiktaş’tan nasıl gitti? Giresunsporn’a 4-0 yenilerek! Ama o kadar yanlış yapıldı ki; özlenen kahraman oluverdi bir anda. Bugün de Fernando Santos’in ipini çeken adam oldu. Portekizli parlak kariyerine rağmen Beşiktaş’ta tutunamayacak bence. Bu da final maçı oldu diye düşünüyorum.
Bir de son bir şey söyleyeyim. Tribünde cezalı olarak oynamayan Necip Uysal’ın posteri vardı. Yarısı Beşiktaş rozeti olan. Eğer Beşiktaş’ın kahramanı olarak kabul ediliyorsa Necip… Tarihine baktığında ne büyük yanlış. Başka da bir şey demiyorum. Nokta!